Allah'ın Kendi Zatını Övmesi ve Kulların O'na Hamd Etmesi
Allah
Allah'ın Kendi Zatını Övmesi ve Kulların O'na Hamd Etmesi
Bütün gökler, yer, ikisi arasında bulunanlar ve bunların dışında var olan her
yer Allah'a hamdla dolmuştur. Allah'a hamd, dünyayı ve âhireti, üstün ve alçak
bütün âlemleri doldurmuştur. O'nu hamd etmenin genişliği ilminin genişliğine
ulaşmıştır. Bütün varlıklar eksiksiz bir şekilde O'na hamd ederler. Sonunda
O'na hamd edilmeyen bir hüküm yoktur. Gökler ve yer, O'na hamd ile ayakta
durmaktadırlar. Cennet ehli cennete, cehennem ehli de cehenneme O'na hamd
ederek girerler. Hasan Basrî der ki: "Cehennem ehli, Allah'a hamd ederek
cehenneme girerler."
Allah Teâlâ, bütün âlemlerin Rabb'i oluşuyla övünür ve yalnız kendisinin hamda
layık olduğunu bize şöyle bildirir: "Hamd, yalnız âlemlerin Rabb'i olan
Allah'a aittir."[1]
Allah, kitapları indirmekle de övünür ve şöyle buyurur: "Hamd, Kitabı kulu
üzerine indiren ve onda hiç bir çarpıklık kılmayan Allah'a aittir."[2]
Allah, gökleri ve yeri yaratmakla da övünür ve şöyle buyurur: "Hamd gökleri
ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı (nuru) yaratan Allah'adır."[3]
Allah, her şeyin sahibi olmakla ve mülkünün kusursuz oluşuyla övünür ve şöyle
buyurur: "Hamd, göklerde ve yerde olanların tümü kendisine ait olan
Allah'ındır; âhirette de hamd O'nundur. O, hüküm ve hikmet sahibidir, haber
alandır."[4]
O'nun hamdi bütün zaman ve mekanları doldurmuş, bütün eşyaları ve sözleri
kapsamıştır. Yüce Allah şöyle buyurur: "Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de,
sabaha erdiğiniz vakit de Allah'ı tesbih edip (yüceltin). Hamd O'nundur;
göklerde de, yerde de, günün sonunda da ve öğleye erdiğiniz vakit de."[5]
Bütün varlıklar nasıl O'na hamd etmesin? "Ki O, yarattığı her şeyi en güzel
yapandır."[6]
O'na nasıl hamd etmesinler ki, kendileri O'nun yapısıdırlar ve O'nun emriyle var
olmuşlardır. "Her şeyi sapasağlam ve yerli yerinde yapan Allah'ın sanatı
(yapısı)dır bu."[7]
Allah'ın bütün fiilleri hikmet, merhamet ve faydalarla doludur. O'nun her fiili
adalettir ve güzeldir. Yasakladığı her şey kötüdür. Bütün varlık O'nundur. Bütün
iyilikler O'nun elindedir. Bütün işler sonuçta O'na gelip dayanacaktır. Her şey
O'na doğru akmaktadır. Özetle eylem sahibinin eylemindeki hikmeti büyüdükçe O'na
yapılan hamd de büyür. Eğer eyleminde bir hikmet yoksa ve bir amacı
bulunmuyorsa, o kimse övgüyü hak etmez.[8]
Allah Teâlâ, açık ve gizli, dinî ve dünyevî bütün nimetleriyle, kullarını
tehlikelerden ve felaketlerden korumasıyla hamd edilmeyi hak etmektedir. En
güzel isimlere ve en üstün sıfatlara sahip olması ayrıca hamd edilmeye değer.
O, bu isim ve sıfatlarla hamd edilir, övülür ve methedilir. Allah en güzel ve en
mükemmel sıfatlara sahiptir. Hiçbir eksik ve kusuru yoktur. O'nun sahip olduğu
bu sıfatların her biri, en mükemmel şekilde hamda layıktır. Zatında,
sıfatlarında, isimlerinde ve fiillerinde O'na hamd olsun. Varlıkları
yaratmasına, emir ve yasaklar koymasına, kaderle ilgili hükümlerine, dinî
hükümlerine, dünya ve âhiretteki sevap ve ceza hükümlerine hamd olsun. Özetle
ve ayrıntılarla O'na hamd olsun. Kalemlerin sayamayacağı ve düşüncelerin hayal
edemediği her şey için O'na hamd olsun.[9]
[1]
Fatiha,
2.
[2]
Kehf,
1.
[3]
En'am,
1.
[4]
Sebe,
1.
[5]
Rum,
17-18.
[6]
Secde,
7.
[7]
Neml,
88.
[8]
İbn Kayyim, "Şifâu'l-alîl", s.
382.
[9]
"el-Hakku'l-vâdihu'l-mübîn", s.
39-40;
el-Herrâs, "Şerhu'n-nûniyye",
2/75.
Allah'ın Kendi Zatını Övmesi ve Kulların O'na Hamd Etmesi
Bütün gökler, yer, ikisi arasında bulunanlar ve bunların dışında var olan her
yer Allah'a hamdla dolmuştur. Allah'a hamd, dünyayı ve âhireti, üstün ve alçak
bütün âlemleri doldurmuştur. O'nu hamd etmenin genişliği ilminin genişliğine
ulaşmıştır. Bütün varlıklar eksiksiz bir şekilde O'na hamd ederler. Sonunda
O'na hamd edilmeyen bir hüküm yoktur. Gökler ve yer, O'na hamd ile ayakta
durmaktadırlar. Cennet ehli cennete, cehennem ehli de cehenneme O'na hamd
ederek girerler. Hasan Basrî der ki: "Cehennem ehli, Allah'a hamd ederek
cehenneme girerler."
Allah Teâlâ, bütün âlemlerin Rabb'i oluşuyla övünür ve yalnız kendisinin hamda
layık olduğunu bize şöyle bildirir: "Hamd, yalnız âlemlerin Rabb'i olan
Allah'a aittir."[1]
Allah, kitapları indirmekle de övünür ve şöyle buyurur: "Hamd, Kitabı kulu
üzerine indiren ve onda hiç bir çarpıklık kılmayan Allah'a aittir."[2]
Allah, gökleri ve yeri yaratmakla da övünür ve şöyle buyurur: "Hamd gökleri
ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı (nuru) yaratan Allah'adır."[3]
Allah, her şeyin sahibi olmakla ve mülkünün kusursuz oluşuyla övünür ve şöyle
buyurur: "Hamd, göklerde ve yerde olanların tümü kendisine ait olan
Allah'ındır; âhirette de hamd O'nundur. O, hüküm ve hikmet sahibidir, haber
alandır."[4]
O'nun hamdi bütün zaman ve mekanları doldurmuş, bütün eşyaları ve sözleri
kapsamıştır. Yüce Allah şöyle buyurur: "Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de,
sabaha erdiğiniz vakit de Allah'ı tesbih edip (yüceltin). Hamd O'nundur;
göklerde de, yerde de, günün sonunda da ve öğleye erdiğiniz vakit de."[5]
Bütün varlıklar nasıl O'na hamd etmesin? "Ki O, yarattığı her şeyi en güzel
yapandır."[6]
O'na nasıl hamd etmesinler ki, kendileri O'nun yapısıdırlar ve O'nun emriyle var
olmuşlardır. "Her şeyi sapasağlam ve yerli yerinde yapan Allah'ın sanatı
(yapısı)dır bu."[7]
Allah'ın bütün fiilleri hikmet, merhamet ve faydalarla doludur. O'nun her fiili
adalettir ve güzeldir. Yasakladığı her şey kötüdür. Bütün varlık O'nundur. Bütün
iyilikler O'nun elindedir. Bütün işler sonuçta O'na gelip dayanacaktır. Her şey
O'na doğru akmaktadır. Özetle eylem sahibinin eylemindeki hikmeti büyüdükçe O'na
yapılan hamd de büyür. Eğer eyleminde bir hikmet yoksa ve bir amacı
bulunmuyorsa, o kimse övgüyü hak etmez.[8]
Allah Teâlâ, açık ve gizli, dinî ve dünyevî bütün nimetleriyle, kullarını
tehlikelerden ve felaketlerden korumasıyla hamd edilmeyi hak etmektedir. En
güzel isimlere ve en üstün sıfatlara sahip olması ayrıca hamd edilmeye değer.
O, bu isim ve sıfatlarla hamd edilir, övülür ve methedilir. Allah en güzel ve en
mükemmel sıfatlara sahiptir. Hiçbir eksik ve kusuru yoktur. O'nun sahip olduğu
bu sıfatların her biri, en mükemmel şekilde hamda layıktır. Zatında,
sıfatlarında, isimlerinde ve fiillerinde O'na hamd olsun. Varlıkları
yaratmasına, emir ve yasaklar koymasına, kaderle ilgili hükümlerine, dinî
hükümlerine, dünya ve âhiretteki sevap ve ceza hükümlerine hamd olsun. Özetle
ve ayrıntılarla O'na hamd olsun. Kalemlerin sayamayacağı ve düşüncelerin hayal
edemediği her şey için O'na hamd olsun.[9]
[1]
Fatiha,
2.
[2]
Kehf,
1.
[3]
En'am,
1.
[4]
Sebe,
1.
[5]
Rum,
17-18.
[6]
Secde,
7.
[7]
Neml,
88.
[8]
İbn Kayyim, "Şifâu'l-alîl", s.
382.
[9]
"el-Hakku'l-vâdihu'l-mübîn", s.
39-40;
el-Herrâs, "Şerhu'n-nûniyye",
2/75.
Esmau'l-Husna
- Esmau'l-Husna
- İçindekiler
- Önsöz
- Kitap Hakkında
- ALLAH
- "Allah" Adının Bütün İsim ve Sıfatları Kapsaması
- "Allah" Kelimesinin Kökeni
- "Allah" Adı Türememiştir; Türediğini İddia Etmenin Amacı Nedir?
- "Allahümme" Kelimesinin Anlamı
- Basralı Dilbilimcilerin Cevabı
- EKREM-KERİM
- Ekrem'in Anlamı
- Kerîm'in Anlamı
- Ekrem Kerîm Arasındaki Fark
- Yüce Allah'ın Kerem Sahibi Oluşunun Göstergeleri
- EVVEL-AHİR-ZAHİR-BATIN
- Evvel ve'l-Âhir'in Anlamı
- Fahrüddin Râzî'nin Görüşü
- İbn Kayyim'in görüşü
- Bu İsimleri Bilmenin Sağladığı Yararlar
- BARİ
- Bu İsmi Bilmenin Faydası
- BASİT-KABIZ
- Bu İki İsmi Bilmenin Faydaları
- BAİS
- Bâ'is İsmini Bilmenin Faydası
- BAKİ
- Bâkî İsminin Anlamları
- BEDİ'
- BER