İbn Kayyim'in Allah'ın Hayâ Sıfatını Kabul Etmeyenlere Cevabı
İbn Kayyim
İbn Kayyim'in Allah'ın Hayâ Sıfatını Kabul Etmeyenlere Cevabı
Bu kimselere göre hayâ, nefisten kaynaklanan bir durumdur. Bu yüzden Yüce
Allah'ın böyle bir sıfatla nitelendirilmesi caiz değildir.
Hayâ sahibindeki kemâl sıfatları arttıkça sevinci, sevgisi, hoşnutluğu, öfkesi
ve kızgınlığı da artar. Bu yüzden Hz. Peygamber öfkelendiğinde öfkesi için ayağa
kalkmazdı. Anlatıldığına göre; Hz. Musa öfkelendiğinde başındaki sargısı
tutuşurdu. Oysa O, israiloğulları arasında en fazla hayâ sahibi olandı. Bu
şiddetli hayâsı nedeniyle asla kimsenin yanında yıkanmazdı.
Bu bir kemâl (olgunluk) sıfatı ise, bunun, herkesten daha çok kemâl sıfatına
layık olan varlıkta (Allah) bulunmaması düşünülemez. Bu sıfat, nefisten
kaynaklanıyor gerekçesiyle yok sayılamaz. Bu iddia, meseleyi anlamamaktır,
sabit ve doğru anlamları çirkin ve nefret edilen isimlerle adlandırmaktır.
Allah'ın bu sıfatını inkar edenler, bunu hep yaparlar. Bu, onların bilinen bir
özelliği ve karakteridir. Bu durum bilindikten sonra, Allah'ın bu sıfatını
kabul etmeyenler, Allah'ın hak ettiği bir hakkı teslim etmeyenlerdir. Oysa Allah
o hakla peygamberler göndermiş ve kitaplar indirmiştir. Dininin aslı ve
ibadetlerin amacı budur.[1]
[1]
İbn Kayyim, "es-Savâiku'l-mürsele", s.
1498.
İbn Kayyim'in Allah'ın Hayâ Sıfatını Kabul Etmeyenlere Cevabı
Bu kimselere göre hayâ, nefisten kaynaklanan bir durumdur. Bu yüzden Yüce
Allah'ın böyle bir sıfatla nitelendirilmesi caiz değildir.
Hayâ sahibindeki kemâl sıfatları arttıkça sevinci, sevgisi, hoşnutluğu, öfkesi
ve kızgınlığı da artar. Bu yüzden Hz. Peygamber öfkelendiğinde öfkesi için ayağa
kalkmazdı. Anlatıldığına göre; Hz. Musa öfkelendiğinde başındaki sargısı
tutuşurdu. Oysa O, israiloğulları arasında en fazla hayâ sahibi olandı. Bu
şiddetli hayâsı nedeniyle asla kimsenin yanında yıkanmazdı.
Bu bir kemâl (olgunluk) sıfatı ise, bunun, herkesten daha çok kemâl sıfatına
layık olan varlıkta (Allah) bulunmaması düşünülemez. Bu sıfat, nefisten
kaynaklanıyor gerekçesiyle yok sayılamaz. Bu iddia, meseleyi anlamamaktır,
sabit ve doğru anlamları çirkin ve nefret edilen isimlerle adlandırmaktır.
Allah'ın bu sıfatını inkar edenler, bunu hep yaparlar. Bu, onların bilinen bir
özelliği ve karakteridir. Bu durum bilindikten sonra, Allah'ın bu sıfatını
kabul etmeyenler, Allah'ın hak ettiği bir hakkı teslim etmeyenlerdir. Oysa Allah
o hakla peygamberler göndermiş ve kitaplar indirmiştir. Dininin aslı ve
ibadetlerin amacı budur.[1]
[1]
İbn Kayyim, "es-Savâiku'l-mürsele", s.
1498.
Esmau'l-Husna
- Esmau'l-Husna
- İçindekiler
- Önsöz
- Kitap Hakkında
- ALLAH
- "Allah" Adının Bütün İsim ve Sıfatları Kapsaması
- "Allah" Kelimesinin Kökeni
- "Allah" Adı Türememiştir; Türediğini İddia Etmenin Amacı Nedir?
- "Allahümme" Kelimesinin Anlamı
- Basralı Dilbilimcilerin Cevabı
- EKREM-KERİM
- Ekrem'in Anlamı
- Kerîm'in Anlamı
- Ekrem Kerîm Arasındaki Fark
- Yüce Allah'ın Kerem Sahibi Oluşunun Göstergeleri
- EVVEL-AHİR-ZAHİR-BATIN
- Evvel ve'l-Âhir'in Anlamı
- Fahrüddin Râzî'nin Görüşü
- İbn Kayyim'in görüşü
- Bu İsimleri Bilmenin Sağladığı Yararlar
- BARİ
- Bu İsmi Bilmenin Faydası
- BASİT-KABIZ
- Bu İki İsmi Bilmenin Faydaları
- BAİS
- Bâ'is İsmini Bilmenin Faydası
- BAKİ
- Bâkî İsminin Anlamları
- BEDİ'
- BER